Yenidoğan bebekler ağrıyı hissedebilir mi?
yonetim2021-12-14T13:01:18+00:00
Halk arasında yaygın olan, “yeni doğan bebeklerin ağrı duymadığı” inanışının aksine, anne karnındaki 27 haftalık bir bebekte ağrı duyusunu taşıyacak sinir ağının olgunlaştığı bilinmektedir. Elbette ki ağrı ile birlikte verilen bedensel ve ruhsal tepkiler için serebral maturasyon, yani “beynin olgunlaşması” dediğimiz ve kabaca 21 yaşına kadar süren süreç belirleyicidir. Ancak yine de migren dâhil ağrılı tabloların beşikten mezara her insanın sorunu olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Yeni doğan bebeklerin sinir sistemleri yeterince olgunlaşmamış olduğu için ağrıyı daha büyük çocuklar gibi yeterince hissetmedikleri şeklinde yanlış bir inanış vardır. Oysa anne karnındaki bir bebekte 26. haftadan sonra ağrı duyusunu taşıyacak sinir ağları olgunlaştığı için fizyolojik refleksler gelişmekte ve fetüs ağrıyı algılayabilmektedir.
Peki “Yeni doğan bir bebek veya dil gelişimi henüz tamamlanmamış bir çocukta migren gibi iddialı bir baş ağrısı tanısı mümkün müdür?” Bu soruyu sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Kapsamlı beyin görüntüleme çalışmaları gibi araştırma odaklı ispatları bir kenara koyarak, insanlık tarihindeki en önemli bilimsel dayanak, yani “gözlem gücü” bu noktada yeterli oluyor çoğu zaman. Örneğin: Yaşamın ilk 3-9 aylarında, zaman zaman sıra dışı ağlama atakları ile gelen, bu ağlamaya sebep olacak hiçbir tıbbi durum saptanmayan, götürülmedik doktor, yapılmadık inceleme kalmadığı halde çözüm bulunamayan bir bebek düşünün. Sorduğunuzda, ailesinde sıklıkla migren benzeri ağrısı olduğunu öğreniyorsunuz. Bu bebek büyük olasılıkla migrenin 27 ayrı kostümünden biri olan “infantil kolik” adını verdiğimiz kostümü giyerek karşımıza çıkan migrenin en erken yaşta görülen yüzlerinden biridir. Eğer hekim bu durumu fark edip aileyi bilgilendirirse, çocuğun periyodik (ara ara ortaya çıkan) sorunları hakkında sıkı bir iş birliği yapılırsa, çeyizdeki diğer tohumların aktifleşip DNA’da protein üretilmesi ve migren görünümünün şekillenmesi engellenebilir. Burada hekimler ve aileler riski düşürmek için iş birliği yapmalıdır mutlaka; ancak kimsenin elinde bir bireyin migren olmasını %100 garantiyle önleyecek bir formül olmadığını da söylemek gerek sözümüzün amacından uzaklaşmadan.
Kaynaklar: Özge, A. Genetik Havuzdan Çeyiz Sandığına Migren. İstanbul; A7 Kitap Yayıncılık, 2018.