Çocuklarda ve ergenlerde baş ağrısı için psikolojik müdahaleler
manager2024-11-15T23:25:45+03:00Yapısal bir nedene bağlı olmayan ve özellikle migren ve gerilim tipi sık tekrarlayan baş ağrıları çocukluk ve ergenlik döneminde yaygındır.
Biyopsikososyal multidisipliner yaklaşım, psikolojik tedavide dahil olmak üzere, etkili bir yönetim için elzem kabul edilmektedir. Baş ağrısı olan çocuklarla ilgilenen doktorların, bu popülasyonun şartlarını kolaylaştırması için psikolojik müdahalelere aşina olmaları gerekmektedir.
Eş zamanlı, tetikleyici ve yardımcı psikolojik faktörler
Çocukluk ve ergenlik çağı baş ağrısının başlangıcına, devamına ve şiddetlenmesine sıklıkla katkıda bulunan önemli faktörler arasında stres ve psikiyatrik bozukluklar, özellikle anksiyete ve depresyon bulunmaktadır. Ayrıca, çocuklukta yaşanan kötü muamele, olumsuz ebeveyn tutumları erişkin hayatında baş ağrısı ile ilişkilendirilmiştir.
Çocuklarda baş ağrısı tedavisini etkileyebilecek biyopsikososyal faktörler
Baş ağrısına yatkınlık
Aşağıdaki durumlar, baş ağrısı için sorumlu olabilecek ağrıya biyolojik yatkınlık olma olasılığına işaret etmektedir:
- Kalıtsallığa dair kanıt
- Sıklığı etkileyen cinsiyet farklılıkları
- Ergenlik sonrası özellikle kadınlarda sıklığın artışı
- Baş ağrısı ve fonksiyonel karın ağrısı gibi diğer ağrı sendromları arasında güçlü birliktelikler bulunması
- Baş ağrısı ile anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik bozuklukların sık görülmesi
Hekimler bu değerlendirmelere karşı hassasiyet göstermelidirler.
Gelişimsel Değerlendirmeler
Değerlendirme ve yönetme çocuğun gelişimsel düzeyinden (bilişsel, psikososyal, velilere bağımlılık, iş birliği yapma becerisi, öz bildirim ve rıza) etkilenmektedir. Yaşın gelişim için yalnızca kaba bir yaklaşım olduğu koşuluyla, Andrasik ve arkadaşları 1-6 yaş , 7-11 yaş ve 12-18 yaş grubu olmak üzere üç yaş grubu ortaya koymuşlardır.
Bu süreç boyunca, aktif olarak tedaviye katılma kabiliyeti de dahil olmak üzere, gelişimsel olgunlaşma artmaktadır. Aktif katılım, birçok psikolojik tedavi için ön şart olmaktadır; ancak, birçok müdahale, okul öncesi çocuklara uyarlanabilir ve bilişsel açıdan meydan okunabilir.
Aile ve Kültür
Aile ile ilgili faktörlerin çocukluk baş ağrısı ile karışık bir ilişkisi vardır: çocuk, acıyı yorumlamayı ve ona nasıl tepki vereceğini aile üyelerinden öğrenir. Çocuklarda birincil baş ağrıları çoğunlukla birinci dereceden aile üyelerinin baş ağrısı ile olan geçmişiyle ilintilidir. Kronik baş ağrısı olan ebeveynlerin çocukları, kontrollerden daha fazla somatik odak (fiziksel semptomlar ve sağlık ile ilgili kaygı) göstermektedir. Hem çocukların hem de ebeveynlerin cinsiyetleri ebeveynsel raporlamayı etkileyebilir.
Ebeveynsel psikopatoloji, çocuklarda baş ağrısı ve diğer hastalıklar bir etkiye sahiptir. Klinik temelli çalışmalarda, baş ağrısı olan çocukların ebeveynlerinde, özellikle de migren, psikiyatrik bozuklukların görülme oranı oldukça yüksektir. Aile üyelerinde olan bu tarz hastalıklar, baş ağrısı olan çocuklar için önemli tetikleyicilerdir. Bütün bu sebeplerle, değerlendirme ve tedavi hem çocuk hem de aile merkezli olmalıdır.
Baş ağrısında kültürel etkileşimler çok iyi çalışılmamışlardır ancak yönetimi etkilemektedirler.