Çocuk ve ergenlerde öğrenme güçlükleri ve bellek sorunları migren habercisi kabul edilebilir mi?
yonetim2021-12-15T14:39:15+00:00Öğrenme güçlükleri, son yıllarda tıpta bilgi birikimi ve ilginin arttığı alanlar arasında sayılmaktadır. Tıp literatürüne kazandırılan yeni çalışmalar bize migrenin sadece belirtilen özelliklerde baş ağrısı ataklarından ibaret olmadığını öğretti. Migren atakları bilgilerin anlık bellekten kısa ve uzun süreli belleğe aktarılmasını olumsuz etkiler. Bu nedenle migren genetik tohumlarıyla doğan çocuklar akranlarına göre bir parça farklı şekillerde öğrenir bilgileri. Keza hatırlama konusunda da farklı performans gösterirler, yaşadıkları migren ataklarının türü ve sıklığıyla orantılı olarak.
Öğrenme güçlüğü, bazen migren öncesi saatlerde birazdan gelecek olan atağı haber veren bir belirti olabilir. Öte yandan, migren atakları sırasında bireylerin zihinsel becerilerinin öğrenme ağırlıklı olarak kötüleştiğini biliyoruz. Ancak ne hastalar ne de hastanın ağrısına odaklanan hekimler için bu sorun çoğu zaman ağrının gölgesinde kalmaya mahkûm olur. Son olarak da detaylarını aşağıda açıklayacağım şekilde tekrarlayan migren ataklarının beyindeki öğrenme mekanizmalarına verdiği zarar dikkate alınmalıdır.
Son yıllarda daha da iyi anladık ki beyin kabuğu ve içerisinde ağrının temsil edildiği dokuz farklı alanı birbirine bağlayan, ağrının temsil merkezi olarak kabul edilen ve “özel ağrı şebeke” anlamına gelen ağrı matrisi var. Bu matrisin özellikle de gelişen beyinlerde sıkça meşgul edilmesi, çok ta keyifli olmayan bir ağrı hafızası gelişmesine sebep oluyor. Gelişmiş bir ağrı hafızası zamanla ilgili beyin şebekelerinde kalıcı hasarlara kadar gidebilen bir dizi soruna zemin hazırlıyor. Yıllar süren ağrı deneyimi sonrasında, “Artık daha çok unutur oldum” diyen hastalarımı daha kolay anlar oldum, bu bilgileri birer birer kavradıkça.
Özetleyecek olursam bilim dünyasında yaşanan son gelişmeler gösteriyor ki;
-Migren atağı öncesindeki saatlerde (hazırlık aşaması) zihinsel beceriler %30 azalıyor.
-Eğer kişi “auralı migren” dediğimiz beyin kabuğuna ait geçici işlev bozukluğu ile seyreden bir atak yaşıyorsa, bu oran %56’yı buluyor.
-Migren atağının tüm göstergeleri ile ortaya çıkıp kişinin yaşamsal işlevlerini aksattığı dönemde zihinsel beceri kaybı %38 olarak raporlanmış.
-Nitekim üzerinden adeta dozer gibi geçen bir ağrıyı atlatmış kişide zihinsel beceriler test edildiğinde, %40 civarı bir azalma olduğu saptanıyor.
Migrenin sadece ağrı ve beraberinde gözlenen bedensel sorunlardan ibaret olmadığını, özellikle sıkça yaşanan ağrı ataklarının etkisiyle gözlenen diğer sorunları da düşünelim. Örneğin, hastaların %42’si atakları sırasında duygu durum sorunları yaşıyorlar. Sıklıkla her zamankinden daha depresif ve kaygılı oluyorlar. Keza hastaların %42’si görme sorunları yaşıyor. Bu sorunlar da doğal olarak zihinsel beceriler için göz ardı edilemeyecek bir dezavantaj oluşturuyor.
Mevcut göstergeler ışığında tüm değişkenler hesaba katılırsa, migren atakları nedeniyle bireylerin zihinsel becerilerinin toplamda %87 gibi yüksek bir oranda bozulduğunu söyleyebiliriz. Bu durumun uzun dönem sonuçları ve ileri yaşta beklenen Alzheimer hastalığı gibi zihinsel işlevleri etkileyen sorunlarla bağlantısı konusunda henüz net bir çıkarımda bulunmak mümkün değil. Ancak tedbirli olmak için yeterince neden var gibi görünüyor.
-Migrenli isek sık atak geçirmemek için yardım almalıyız.
-Yaşamın her anında zihinsel becerilerimizi güçlendirecek fiziksel ve zihinsel egzersizler yapmalıyız.
-Aktif sosyal yaşam için fırsat yaratmalıyız.
-Kendimizi hobilerle güçlü tutmalıyız.
-Gün içerisinde ruhumuzu dinlendirmek ve iyi hissetmek için kendimize belirli bir süre ayırmalıyız.
-Ve tüm dünyada ve ülkemizde var olan tüm sorunları tek başımıza düzeltemeyeceğimize göre, mutlu olmak için önce kendi bakış açımızı değiştirmeliyiz. Bu şekilde belki dünya için de iyi şeyler yapabiliriz.
Kaynaklar: Özge, A. Genetik Havuzdan Çeyiz Sandığına Migren. İstanbul; A7 Kitap Yayıncılık, 2018.