Başağrılı Çocuk ve Ergenlerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Cinsel İstismarın Tetiklediği Aurasız Migren Olgusu
yonetim2021-12-15T14:28:33+00:00“Hasta bir psikiyatrik görüşme sırasında hekime, annesinin erkek arkadaşı tarafından yaklaşık iki yıldır…”
On bir yaşındaki bir kız çocuğu dört yıl önce başlayan, alın bölgesinde oluşan, son iki yıldır yaklaşık günaşırı hissettiğini söylediği bütün gün süren şiddetli başağrısı şikayeti ile hastaneye getiriliyor. Başağrısı ataklarına hemen her zaman bulantı ve kusma eşlik ediyor. Ağrı sırasında oyun ve televizyona ara veriyor ve uyumayı tercih ediyor.
Yapılan nörolojik değerlendirme sonrasında “Aurasız Migren” teşhisi konan hastada uygulanan çeşitli migren tedavilerine rağmen ağrılar kötüleşiyor. Hasta bazen hastaneye yatırılarak gözlem altına alınıyor. Başağrıları devam ettiği için istenen psikiyatrik değerlendirmesi “majör depresif bozukluk” olarak yorumlanıyor ve antidepresan tedavi başlanarak düzenli aralıklarla görüşmelere davet ediliyor. Hasta bir psikiyatrik görüşme sırasında hekime, annesinin erkek arkadaşı tarafından yaklaşık iki yıldır cinsel istismara uğradığını ve bu istismarın aralıklı olarak (toplam 5-6 kez) devam ettiğini, annesi üzülür ve erkek arkadaşı onlara zarar verir kaygısı ile bu bilgiyi daha önce kimseyle paylaşmadığını bildiriyor. Öyküye geri dönüldüğünde, başağrısının sıklaşmaya başladığı dönemle cinsel istismarın başladığı dönemin çakıştığı fark ediliyor. Çocuk ve ergen psikiyatrisinin hastayı klinik protokollerine uygun olarak yasal birimlere bildirmesi sonrasında istismarcı tutuklanıyor. Çocuğun annesi de olayı bu itirafla birlikte öğrendiğini ve erkek arkadaşı ile görüşmeyi kestiğini ifade ediyor. Hastanın itirafı ve istismarcının cezalandırılmasının ardından migren tipi başağrısının şiddeti, sıklığı ve süresi belirgin olarak azaldı, halen seyrek migren ataklarıyla takipleri devam ediyor.
Cinsel İstismarın Tetiklediği Aurasız Migren
Çocuk veya ergenler fiziksel (aile içi şiddet, ağır bir yaralanma, deprem, kaza gibi) veya ruhsal (ölüm, ölüm tehdidi, ihmal, cinsel istismar gibi) travmalarla karşılaşabilir. Travmanın kendisi kadar sonrasında yaşanan stres ve bu stresle baş etme yöntemleri de önemlidir. Bazı çocuk ve ergenlerde ‘travma sonrası stres bozukluğu’ adı verilen uyku bozukluğu, kaygı bozukluğu, farklı fiziksel yakınmalar ve dikkat eksikliği ile seyreden özgün rahatsızlıklar görülebilir. Bütün bu yoğun stres etmenleri çocuk ve ergenlerde baş ağrılarının tetikleyicileri olabilirler. Bununla birlikte cinsel istismar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de maalesef giderek yaygınlaşan ve önemi artan bir durumdur. Bireyler, çoğu kez istismarı uygulayan kişinin tehdidinden veya çevrenin yanlış yargılamalarından korktuğu için bunu kimseyle paylaşmak istemezler. Migren gibi baş ağrıları, istismar gibi yoğun stres koşulları altında sıklaşmakta ve tedavisi güçleşmektedir. Öte yandan migreni olmayan çocuklarda istismarın yol açtığı stres, başta gerilim tipi baş ağrısı olmak üzere farklı baş ağrısı türlerini de ortaya çıkarabilir. Çocuk ve ergenlerle kurulacak sağlıklı bir hekim hasta ilişkisi ile konu açığa kavuşturulabilir ve tedavi edilebilir. Tedavi mutlaka ilgili alan uzmanlarına ait bir ekip tarafından sürdürülmelidir.
Kaynaklar: Toros F, Özge A, Güler G, Öksüz, N. Cinsel İstismarın Tetiklediği Aurasız Migren. Anne Yapamam Başım Çok Ağrıyor (Ed. A Özge) içinde. İstanbul; Boyut Yayıncılık, 2014.