Başağrılı çocuk ve ergenlerde kaygı bozuklukları olduğunda…
manager2024-11-15T23:25:43+03:00Kaygı bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde gerilim tipi baş ağrısı ve migren gibi bazı baş ağrısı türleri sıkça birlikte görülebilir. Kaygılar baş ağrısı ataklarını tetikleyebileceği gibi var olan ağrının daha yoğun hissedilmesine de sebep olabilir. Çocuğun-ergenin sorunlarını ayrı ayrı ele alarak yaklaşım geliştirmek gereklidir. Temelde kaygı sorunu varsa tedaviye baş ağrısı yerine kaygılardan başlamak daha akılcı bir yaklaşımdır. Öte yandan erken başlangıçlı kaygı bozukluğunda sıklıkla buna eşlik eden başka bir ruhsal bozukluk da vardır. Örneğin çocuk ve ergenler yalnızca ders çalışırken başının ağrıdığını söylüyor ise ders algısında veya başarısında soruna yol açabilen ruhsal bozukluklar veya tutumlar araştırılmalıdır. Eşlik eden migren gibi özgün bir baş ağrısı ders çalışma stresi ile tetikleniyor olabilir. Aynısı gerilim tipi baş ağrıları için de geçerlidir. Bu bağlamda bu çocuklarda matematik bozukluğu, yazılı anlatım bozukluğu ve okuma bozukluğu gibi özel öğrenme bozuklukları, algılama güçlüğü (mental retardasyon), performans kaygısı, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, motivasyon eksikliği, görme kusuru ya da vereceği cevap karşısında sürekli eleştiri alacağı gibi olumsuz düşüncelerin yol açabileceği özgüven yetersizliği olabilir. Altta yatabilen her bir etmen tek tek araştırılmalı, tedavi ona göre yapılandırılmalıdır. Bununla birlikte aileler hekime tüm sorunlarını açıkça anlattıklarından emin olmalıdır. Bu sayede hekimler tanı ve tedavide tüm olasılıkları dikkate alabileceklerdir. Güzel haber erken yaşta doğru tutum ve tedavi ile çocuk ve ergenlerdeki kaygı bozukluklarının büyük ölçüde tedavi edilebileceğidir. Her aşamada uzman hekim ile aile ve okul iş birliği gereklidir.
Çocuk ve ergenlerde kaygıyı neler artırabilir ve neler yapılabilir?
*Kaygılı çocuklar genellikle titiz, mükemmeliyetçi ve eleştiri sevmeyen yapı özelliğine sahiptirler. Onların kendilerini tanımaları ve baş etme yöntemleri hakkında bilgilendirilmeleri sağlanmalıdır. Bu noktada bazı davranışçı tedavi uygulamaları yararlı olabilir.
*Çocukların büyütülürken gereğinden fazla koruyucu tavır sergilenmesi kaygıya yatkınlığı arttırır. Aksine hem ebeveynlerin hem de öğretmenlerin çocuk ve ergenin yapabileceğinden fazla beklenti içinde olması da kaygıyı arttırır. Beklentilerin gerçeğe yakın olduğundan emin olunmalı ve yetişkinler bu konuda doğru tutum önerileriyle eğitilmelidir.
*Çocukların, özellikle de kardeşlerin aile içinde kıyaslanması kaygıyı arttıran bir diğer etmendir, bu özgüveni de azaltır. Aileler yine çocuklarını bir birey olarak kabul etmeleri, tanımaları ve kıyaslamamaları konusunda bilgilendirilmelidir.
*Kaygılı ebeveyn modeli olmak çocuk ve ergenlerde bir diğer kaygı tetikleyicisidir. Bu tutum onların kendilerine, diğerlerine ve dünyaya bakış açısını olumsuz yönde etkileyecektir. Böyle durumlarda öncelikle ebeveynler bir uzmandan yardım almalıdır.
*Çocukların sürekli eleştirilmesi ve güçlü yanlarının görmezden gelinmesi özellikle performans kaygısı oluşmasına yol açar. Ebeveynler onlara hakkaniyetli bir yaklaşım geliştirmeleri yönünde danışmanlık aldıklarında bu çocuklarının olumsuz ve gerçekçi olmayan benlik algılarını olumlu yönde değiştirecektir.
Kaynaklar: Toros F. Başağrılı Çocuk ve Ergenlerde Kaygı Bozukluğu Varsa. Anne Yapamam Başım Çok Ağrıyor (Ed. A Özge) içinde. İstanbul; Boyut Yayıncılık, 2014.